ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

BEYDAĞ

"Evsafı kasaba-i ve kaza-i Balyambolu. Bu dahi Aydın hakinde yüz elli akçei şerif kazadır ve nahiyeleri yedi pare kuradır ve hâkimi has voyvodasıdır. Kethüdayeri yoktur. Amma mahsus serdarı vardır. Ve bir kasabası bağ ve bahçeli bir cebel dameninde üç yüz haneli ve bir minareli camii ve bir han hamamlı ve birkaç dükkânlı kariyeden bozma kasabai mamurdur. Bunda dahi haftada pazarı olup âdem deryası olur. Ve zeyli şehirde dirahtistan sayesinde herkes kâlâyı metaın bazarı muhabbete çıkarub beyii şira olunur. Balyambol bazarı meşhuru af'aktır. Pembe ipliği ve pembe bezi ve dimisi meşhurdur kim cemii diyarlara bundan müstevli olur ve bu kazada hâsıl olan kutur(kutun) meğer Kastamonide ve Merzivan şehirlerinde oldi. Ve bunda Biyankökü çok olduğundan Biyanboldan galat kavmi etrak tahfifi kelâm idüb Balyambolu derler. Elhasıl bu pazar Aydında ve Saruhanda ve Menteşede meşhur pazardır.”
Balyambolu'dan Tasahorya (Erikli) köyüne geçen Evliya Çelebi, gördüklerini şöyle aktarmıştır: "... Sarp, dereli, tepeli bahçeli, bir dağ eteğinde havası güzel, kasaba misal 500 kiremit örtülü, mamur ve kagir ev vardır. Bir camii, 3 mescidi, bir kapalı hamamı, bir hanı, yedi dükkanı vardır. İrem misal bir şirin beldedir. Üzümü ve kirazı bol ve güzeldir. Her kiraz ağacı beşer onar katır yükü kiraz verir. Her kiraz tanesi keklik yumurtası kadardır. Bey yaylağın eteğinde olduğundan abıhayat suları vardır ki tabir olunmaz” Evliya Çelebi'nin görüp yazdığı yedi dükkândan dördü yıkılıp köy kahvesi yapılmıştır diğer üçü ise durmaktadır. Han yıkılmış yerine köy konağı yapılmıştır. Cuma Camii yıkılmış, yerine okul yapılmıştır. Merkez mescidinin yerine cami yapılmıştır. Hamamın, caminin bahçe kapısının batısından çaya inen yolun üstünde yıkıntısı durmaktadır.
Yunanlar geçici bir işgal için değil, kalıcı bir ilhak için geldiklerini her davranışlarıyla hissettiriyorlardı. Ege Denizi’nin iki yakasını birleştirerek Batı Anadolu ve Ege adalarını içine alan büyük Yunanistan’ı kurarak Megola İdea’yı, yani Bizans İmparatorluğu’nun geçmişteki ihtişamını yeniden canlandırma hayalini gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. Bu hayali gerçekleştirmek için Yunan Ordusu üç koldan Ege Bölgesi’nin içlerine doğru ilerliyordu. Birinci yön Gediz Vadisi üzerinden Menemen, Manisa, Turgutlu, Salihli ve Alaşehir’di. İkinci yön Küçük Menderes Vadisi üzerinde Torbalı, Bayındır, Tire, Ödemiş yoluydu. Üçüncü yön ise güneyde büyük Menderes Vadisi üzerinden Aydın’dı. Yunan Ordusu’nun 27 Mayıs 1919’da Aydın’ı işgali, çevredeki halkta büyük bir telaşa ve heyecana neden olmuştur.
Yunan ilerleyişine karşı Batı Anadolu’da Ödemiş savunması için yapılan İlkkurşun Savaşı yörede gerçekleşen ilk Kuva-yı Milliye hareketidir. Bu hareketin ardından sadece Ödemiş ve civarında gönüllülerin, efe ve zeybeklerin katılımıyla altı cephe kurulmuştur. Bu cepheler ve komutanları şöyledir: Bozdağ Cephesi Postlu Mestan Efe, Halkapınar Cephesi Mursallı İsmail Efe, Kaymakçı Cephesi Gökçen Hüseyin Efe, Çaylı Cephesi Keleş Mehmet Efe, Bademye Cephesi Kör Bayram Efe, Beydağ-Emirli Cephesi Dikileç Koca Mustafa Efe. Bu komutanlardan başka Beydağ ilçesinden Kuva-yı Milliye’ye katılanlar ise şunlardır: Avuncular Köyünden Şahbaz, Nuri TABAK, İbrahim PULCU, Ahmet KİREMİTÇİ, Tabaklar Köyü’nden Hacı Hüseyinoğlu Molla Ahmet, Abdullah Efendi, Erikli Köyü’nden İsmail Hakkı, Saraç Ali Rıza ÖZTÜRK, Yeniyurt Köyü’nden Ali Molla, Beyköy’ünden Hacı Ahmet, Halı Köylü Araplı Hasan, Yağcılar Köyü’nden Koca İbrahim ve ismini bilemediğimiz pek çok kahraman…
23–24 Haziran 1919’da Beydağ’ın Yunan askerleri tarafından işgaliyle Beydağ halkının acı ve hüzün dolu günleri başlamıştır. İlk işgali gerçekleştiren Efzon birlikleri halka insanlık onuruyla bağdaşmayacak her türlü mezalimi yapmıştır. Beydağ halkı Nazilli yoluyla Kuyacak’a ve Denizli köylerine, Karacasu ve Bozdoğan ilçelerine göç etmek zorunda kalmıştır. Bu muhacirlikleri iki defa olmuş ve bu geliş gidişler halkı perişan etmiştir. Korkutup kaçırarak halkı yıldıracağını sanan Yunan askeri bu yöredeki direnişi kırmayı başaramamıştır. Cephelerde giderek direnişin ve Kuva-yı Milliyecilerin sayısının artması, idari ve mali bir takım sorunları da doğurmuştur. Bir yandan Kuvayı Milliye örgütlenmesinin merkezileştirilmesi, düzene sokulması ve silah gücünün arttırılması; diğer yandan da Kuva-yı Milliye birliklerinin yiyecek, giyecek ve donatım gibi ihtiyaçlarının karşılanması için bölgesel kongreler düzenlenmiştir.
Alınan bu karar gereğince Büyük ve Küçük Menderes arasındaki dağların platolarına topçu bataryalarının çıkarılması için araba yolu yapılması istenmiş, Nazilli ve çevresindeki halk yol yapımında görevlendirilmiştir. Nazilli-Sinekçiler-Beydağ yaylası arasındaki top yolu, Beydağ halkının katkılarıyla 12 Haziran 1920’de bitirilmiştir. Beydağ halkı, canını dişine takarak Kuva-yı Milliye birliklerinin top, cephane gibi askeri malzemelerinin yanı sıra çeşitli iaşelerinin taşınmasında da katkıda bulunmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda, İnebolu’dan Ankara’ya cephane taşınan ve İstiklal Yolu olarak bilinen yolun bir benzerinin Milli Mücadelenin İlkkurşunla başladığı yöremizde, Kuva-yı Milliye birliklerinin askeri ihtiyaçlarını karşılanmak için Beydağ halkı tarafından yapılmış olması gurur vericidir. Kuva-yı Milliye birliklerine ve dolayısıyla Milli Mücadele’ye çok büyük katkılar sağlayan bu yola Beydağ Belediye Meclisi, 9 Şubat 1993’te “Kuva-yı Milliye Yolu” adını vermiştir.